Bu araştırmada inşaat sektöründe değişik uygulama alanları olan boyaların tanımı, uygulama yöntemleri, sınıflandırılması ve farklı uygulama yerlerine göre boyaların bileşimleri ile özellikleri tanıtılmaya çalışıldı. Boyanın yapılarda bazı elamanların dış etkilerden korunması amacıyla kullanılması halinde yapının ömrünü ekonomik olarak artıracağı söylenebilir.
Bir yüzeye uygulandığında, dekoratif ve koruyucu bir tabaka oluşturan malzemeye boya denir. Boya; çeşitli malzeme yüzeylerine, korunma, süslenme ve aydınlatma amaçları ile sürülerek sert ve ince bir tabaka oluşturan, ana maddeleri organik, metalik veya plastik esaslı pigment, bağlayıcı ve incelticilerden meydana gelmiş, renkli bir sıvı bileşimidir.
Boyalar önceleri çeşitli sanat eserlerinde dekoratif amaçlarla estetik değerlere hizmet etmiştir, günümüzde ise daha çok çeşitli yapı malzemelerini dış, atmosferik ve kimyasal etkilere karşı koruyucu, hijyenik ve yüzeysel ışığı düzenleyerek mimari kısımları aydınlatıcı bir malzeme olarak uygulanmaktadır [1].
2. BOYALARI OLUŞTURAN MADDELER
Boya bileşenleri: Boyalar esas olarak, bir bağlayıcı, pigment ve katkı maddelerinden oluşan çok bileşenli malzemelerdir. Özellikleri bileşenlerinin niteliklerine doğrudan bağlıdır.
Boyayı oluşturan bileşenleri bağlayıcılar, pigmentler, dolgular çözücüler, incelticiler (tinerler), yumuşatıcılar ve kurutucular olarak sayabiliriz.
2.1- Bağlayıcılar:
Boyanın ana maddelerinden olup, pigment ve dolgu maddelerini de bağlayarak boya tabakasını oluşturan maddeleri ve boyanın karakterini ve niteliğini belirler.. Boyaların hemen hemen tüm karakteristikleri, örneğin; kuruma şekli ve süresi, diğer katmanlarla uyuşup uyuşmayacağı, dayanımı, uygulama biçimi, parlaklığı, uygulandığı yüzeydeki davranışları gibi hususlar bunların başlıcalarıdır.
2.1.1- Kuruyan yağ türü bağlayıcılar: Geçmişten günümüze dek boya yapımında kullanılan temel malzemelerdir. Kuruyan bir yağın okside olması ve polimerleşmesi esasına dayanır. Bunlar genellikle bitkisel orijinli yağlar olup, örnek olarak bezir yağı, tunç ağacı yağı veya hayvansal balık yağı verilebilir. Ancak en yaygın olarak kullanılan bezir yağıdır.
2.1.2- Sentetik emülsiyon esaslı maddeler: Kuruyan yağlar ihtiva etmeyen bu tür malzemeye örnek olarak PVA veya akrilik dispersiyonları gösterilebilir. Bu maddelerle üretilen boyalar piyasada plastik boya olarak da adlandırılırlar. Katılaşma, bünyesindeki suyun buharlaşması ile olur. Müsait ortam koşullarında bu tür malzeme ile üretilen boyalar dokunma kuruluğu seviyesinde veya bir üst kat uygulamaya imkan verecek kuruluğa 1-2 saatte ulaşabilir [1].
2.1.3- Kimyasal kürle katılaşan bağlayıcı: Bağlayıcılar iki bileşenli malzemelerdir. Ana malzeme reçine, kullanım öncesinde kimyasal reaksiyonu oluşturacak madde sertleştirici veya hızlandırıcı ile karıştırılır. Sıvı halde uygulanan film başlatılmış veya aktive edilmiş reaksiyon sonucu katı hale geçer. Bu tür malzemelere örnek olarak en yaygın olarak epoksi veya poliüretan reçineleri verebiliriz.
2.1.4- İnorganik bağlayıcılar: Karıştırılmış olan suyun buharlaşması ve priz sonucu tabaka oluşturan çimento silikat türü maddelerdir. Su ile karıştırılarak çimento ve kireç kullanarak badana olarak kullanılır [1].
2.2- Pigment Ve Dolgular:
Boyaya renk veren ve yanı sıra opaklık özelliği kazandıran malzemelerdir. Ancak bu özelliklerin yanı sıra kullanılan pigment türüne ve kullanım amacına göre kuru film kalınlığının artması boyayı bir anlamda fiziksel olarak donatma, zararlı mor ötesi ışınları absorbe etme veya yansıtma, metal yüzeylerde korozyonu önleme ve boyanın dayanımını artırma gibi sonuçları da elde edilebilir. Pigmentlerin boyaya renk vermesi, güneş ışığının görülen renge ait ışınlarını yansıtmasına dayanan fiziksel bir olaydır.
Pigmentler tabii, sentetik, organik ve inorganiktir. Kurşun ve çinko, boya pigmentlerine çok defa katılan maddelerdir. Ancak bunlar pulverize edilmiş metaller olarak değil kurşun karbon, kurşun sülfat ve çinko oksit gibi kimyevi metal bileşikler olarak kullanılır. Beyaz kurşun ya saf kurşun karbon veya saf kurşun sülfattır. Umumiyetle metalin ilk boyanması için kullanılan kırmızı kurşun bir kurşun oksittir.
Esas olarak pigmentler sadece verilen renge göre tatbik edilir. Bugün pigmentlerin bir çok dekorlarda tesiri arttığı bilinmektedir. Nadiren tek başına kullanılır. Çeşitli renklere göre pigment seçimi ve miktarının tayini özel bir sanattır.
Alttaki rengi muhafaza etmek için boyanın hassasiyetini ve gücünü saklama işi, kullanılan çeşitli pigmentlere göre çok fazla değişir. Umumiyetle koyu pigmentler, çok donuk olanlar, parlak pigmentlerden çok daha tesirlidir. Pigmentli boyanın sürülmesini kolaylaştıran yağın kırılma indeksi arasındaki fark, boyanın saklama gücünü geniş çapta tespit eder. Fark ne kadar çok olursa saklama gücü o kadar fazla olur.
Boyanın muhafaza gücüne tesir eden diğer bir faktör pigmentin zerre ebadıdır. Kullanılacak pigment ne kadar iyi olursa kullanıldığı boyanın muhafaza gücüde o kadar büyük olur. Keza boya filminde düzgünlüğün temin edilebilmesi için iyi bir öğütmede mühimdir. Bu bilhassa, makinelerin emaye boyalarında çok aranan bir husustur. Ticari boya pigmentlerindeki ortalama zerre ebadı 0,0001 ile 0,0006 milimetredir [1].
2.3- Çözücüler Ve İncelticiler (Tinerler):
Bu malzemeler boya akışkanlığının istenilen seviyeye getirilmesi ve uygulamayı kolaylaştırmak için kullanılır. Emülsiyon esaslı boyalar dışındaki boyalar genellikle kullanıma uygun kıvamda hazırlanmıştır. Ancak gerekli hallerde uygun tür malzemelerle inceltilebilirler. İnceltme işlemi gerekli hallerde yüzeye daha iyi nüfuz etmesini sağlayabileceği gibi püskürtme yönteminin kullanıldığı hallerde de boya kalınlığının, vizkositesinin ayarlanmasında da yararlanılmaktadır. Emülsiyon esaslı boyalarda ise inceltme su ile olmaktadır [1].
İnceltmenin fazla yapılması, boyanın opaklığı, örtücülüğü ve diğer özellikleri üzerinde olumsuz sonuçlar doğurur. İnceltmenin yapılmasının gerektiği hallerde boya üreticisinin tavsiyeleri doğrultusunda önerilen uygun incelticilerin kullanılması gereklidir.
Mineral ispirto ve türbentin, normal yağ ve vernik boyalar için tiner olarak kullanılır. Kokusuz deoresinous boyalar için inceltici olarak kokusuz madeni ispirto kullanılır. Xylol, soğuk tatbikli katran-zift boyaları için tinerdir. Sarı vernik reçinesi tineri alkoller, ketonlar acetates ve sık sık damıtılmış katran gibi solventlerin karışımıdır. Su, çimento boya, badana ve sair sulu boyalar için tinerdir.
Bezir yağı da tiner olarak, bilhassa harici ağaç boyaların ilk astarlarında faydalıdır. Gerek ham yağ ve gerekse kaynatılmış yağ bu gaye için kullanılır. Atmosferik şartların ham yağın geç kurumasına sebep olması halinde kaynatılmış yağ kullanılması tercih edilir [2].
3-BOYALARIN SINIFLANDIRILMASI
3.1- Bünyesinde yer alan bağlayıcı maddelerin türlerine göre[1];
3.1.1- Badana usulü
3.1.2- Yağlı boyalar
a) Kurutma yağları
b) Reçineler
c) Solventler
3.1.3- Plastik boyalar
3.1.4- Sentetik boyalar
3.1.5- Selülozik boyalar
3.1.6- Emülsiyon boyalar
3.1.7- Renk açıcı boyalar.
3.2- Kurumalarına göre boyaları;
3.2.1- Havada kuruyan boyalar
3.2.2- Solvent buharlaşması ile kuruyan boyalar
3.2.3- Isı etkisi ile kuruyan boyalar
3.2.4- Kimyasal reaksiyon ile kuruyan boyalar
3.3- Kullanım alanlarına göre boyalar;
3.3.1- Mimari boyalar
3.3.2- Endüstri boyalar
3.3.3- Deniz boyaları
3.3.4- Aristik boyalar
3.4- Parlaklıklarına göre boyaları;
3.4.1- Parlak boyalar
3.4.2- Yarı parlak boyalar
3.4.3- Mat boyalar
4. BOYA TÜRLERİ
4.1- Uygulama yeri ve uygulanan malzemeye göre;
4.1.1- Yapı dışı kargir yüzeylere
4.1.2- Yapı içi kargir yüzeylere
4.1.3- Metal yüzeylere
4.1.4- Ahşap yüzeylere
4.2- Uygulanma dikkate alınarak;
4.2.1- Duvar boyası
4.2.2- Ahşap boyası
4.2.3- Koruyucu boya
4.2.4- Kumaş boyası
4.3- Uygulama şekline göre;
4.3.1- Fırça boyası
4.3.2- Tabanca boyası
4.3.3- Daldırma boya
4.3.4- Akıtma boya
4.3.5- Perde boya
4.3.6- Serigraf boya
4.3.7- Elektrotatik boya
5. BOYA VE VERNİK ÇIKARICI
Eski boya astarları çıkarmak için kullanılan genel olarak iki tip materyal vardır. Birisi kuvvetli kostik eriği ve diğeri alkol, aseton ve benzol gibi organik solventlerin bir karışımıdır ve yavaş tebahuratı temin etmek için içerisine bir miktar parafin mumu ilave edilmiştir. Her ikisi de astarın parçalanmasını, yumuşamasını ve böylece kolayca yüzeyden çıkarılmasını sağlarlar [2].
6. BOYA KUSURLARI
Boyalar, tasarıma üretimi aşamasında giren bir bitiş malzemesi, dış çevre koşullarına açık, ancak uygulandığı malzeme ile de doğrudan temas halinde olan bir malzeme olarak zaman zaman üzerine sürülmüş olduğu yüzeyden, zaman zaman da dış ortamdan kaynaklanan tahrip edici unsurların etkisi altında kalmaktadır. Bazı hallerde bu tahribat tehlikesi hem içerden, hem de dış yüzeyde birlikte görülmektedir [1].
6.1-İçeriden, tatbik edilen yüzeyden gelen kusurlar:
Boyaların tatbik edilecekleri madde ve yüzeyinin özelliklerinin iyi bilinerek uygun boya türünün seçimi büyük önem taşımaktadır. İç taraftan olumsuz etkilerin gelebileceği öngörüldüğü bir çok durumda boyanın altına, söz konusu etkileri azaltıcı boya tabakaları da ara katlar olarak uygulanmaktadır [1].
Burada sözünü ettiğimiz türden sorunlar arasında ortama, kullanılan malzemelere, kullanım koşullarına bağlı olmak üzere rastlana benzer bir çok nedenler sayılabilir.
6.1.1- Bunlardan uygulamada en sık rastlananlardan bazıları ise;
· Kullanılması öngörülen boya ile yüzey arasında aderansın kurulamaması.
· Yumuşak ve çatlak yüzeylerin, rutubet oranı yüksek mineral yüzeylerin, tuz kusan, ufalanan ve tozuyan yüzeylerin varlığı.
· Kireç parçacıkları ihtiva eden, kireç sıvalar veya zayıf alçı sıvalar üzerine yapılacak uygulamalar.
· Curuf tabakalar.
· Kalıp yağı kusan beton yüzeyler.
· Rutubet oranı yüksek ve mavi küf.
· Boya ile ulaşılamayacak yüzey şekillerinin varlığı.
· Boyanacak metal yüzeylerin aşınmış, kirli, oksidasyona uğramış olması.
· Uygun şartlarda saklanmayan boyalar.
· İnceltme, uygun ortam ve istenilen oranlarda yapılmaz ise.
· Fazla sıcak, soğuk, yağmur, sisli ortamda yapılmamalıdır.
· Uygulama yapılacak yüzey yağı küt, toz, is gibi kirlerden arındırılıp boya yapılmalıdır [1] .
6.2- Dış etkiler:
Sözünü ettiğimiz tatbik edilen yüzey yönünden etkili olan olumsuz tesirlerin yanı sıra dış ortamdan boya üzerine doğrudan etkili olan olaylarda büyük ölçüde boyanın türüne ve çevresel koşullara bağlı olarak değişiklik gösterir. Ancak bunlardan başlıcalarını dıştan gelen darbe, sürtünme, aşındırma gibi çeşitli mekanik etkiler, kimyasal maddelerin doğrudan etkisi, asit ve bazların etkisi, güneşin, suyun ve nemin etkisi olarak toplayabiliriz.
Özellikle endüstri bölgelerinde görülen ve kurumayı geciktirici etkisi olan atmosfer kirliliği boya yüzeylerinde renk değişikliklerine neden olabilen diğer bir sorundur.
Ayrıca uygulama ortamındaki hızlı hava hareketleri ve rüzgar toz taşıyarak taze boyaların kirlenip, tozlanmasına sebep olur [1].
7. ASTARLAR
7.1- Pigmentli Astarlar:
Pigmentli boyalar çok çeşitli materyallerden formüle edilmişlerdir ve geniş bir kullanma sahaları mevcuttur. Bununla beraber her biri esas olarak pigment ve boyanın sürülmesini kolaylaştıran yağ ihtiva eder ve bu bileşim boyanın karakteristiğini ve tesirini tespit eder. Pigmentli astarlar, ev boyaları, makine boyaları, sülyen tozu, alüminyum boyalar, renkli vernikler ve su boyalarını olduğu gibi özel olarak imal edilmiş sentetik vinil reçinesi boyasınıda ihtiva eder [2].
7.2- Pürüzsüz (Parlak) Astarlar:
Vernik, boyasız lak, şellak en çok bilinen pürüzsüz astarlardır. Diğerleri temiz kurşunlar ve su geçirmez bileşimlerdir.
Pürüzsüz astarlara örnek olarak;
7.2.1- Vernik
7.2.2- Lak (Reçineli Vernik)
7.2.3- Şellak
7.2.4- Balmumu Cila verilebilir.
Tecrit maddelerinin büyük bir kısmını, neft gibi solventler içerisinde eritilen suya mukavim maddeler teşkil eder. Laklar her ne kadar lak tabiri hemen hemen solventin tebahür etmesiyle çok çabuk ve kendi başına kuruyan bütün astarlara verilen bir isim ise de esas olarak uçucu olmayan maddesinden bahsedebiliriz. Lak çok ani kuruma ve özel kokusuyla tanınır. Her iki özelliğine de sebep içerisinde çok düşük kaynama hararetine ve yüksek tebahür gücüne sahip, ketonlar ve alkoller gibi solventlerin olmasıdır [2].
7.3- Ziftli Astarlar:
Zift ve asfalt astarlar suya batırılmış ve gömülmüş demir ihtiva eden metallerin korunmasında, dam ve çatı işlerinde su geçirmez madde olarak geniş miktarda kullanılmaktadır. Bunların çok kullanışlı olmasının sebebi kalın bir film teşkil ederek rutubetin ve oksidasyonun geçmesine geniş ölçüde mani olmasıdır [2].
Bunlar kullanış tiplerine göre;
· Katran zifti
· Katran emaye
· Soğuk tatbikli katran boyalar
· Katran emülsiyon
· Asfalt
7.4- Diğer Tip Astarlar:
7.4.1- Çimento harç astarlar
7.4.2- Çinko astarlar
7.4.3- Plastik astarlar
7.4.4- Sentetik lastik astarlar
7.4.5- Katalize edilmiş astarlar
7.4.6- Müteferrik astarlardır [2].
8. BETON, PLASTER VE ÇEŞİTLİ YÜZEYLERİN BOYANMASI
Büro çalışmalarında beton ve sıvaların boyanmasında birinci gaye bu kısımların göze hoş görünmesini temin etmektir. Koruyuculuk vasfı ikinci planda ele alınır. Ancak aşırı soğuklardan, donmadan ve buzların çözünmesinden mütevellit hasarlara maruz kalması halinde koruyucu işlem yapılabilir.
Beton üzerinde kullanılacak boyanın seçimini yaparken, inşaatın tipi, yüzeyin durumu, maruz kaldığı etki ve boyanın kullanılış gayesi dikkate alınacaktır.
Duvarlarda, açık hava etkilerine maruz kalan dahili ve harici beton duvarların yüzeyleri ve keza kireç yüzeyler amyant çimento kenarlar, beton duvarlar ve curuf bloklar münakaşa edilecektir. Boya işinin ilk gayesi dekorasyondur. Ancak dahili kısımlar için geliştirilmiş bir aydınlatmayı ve rutubeti önlemeyi öngören faktörlerde dikkate alınacaktır.
Harici yüzeyler için birkaç genel tip boya kullanılır. Bu boyaların rutubet koruyucu özelliği vardır fakat bu hususta yağlı boya filmi çok daha kullanışlıdır. Portlant çimento boya düz bir satıh, latex boyalar genellikle az parlak veya düz bir satıh temin ederler. Halbuki yağlı tip boyalarla çeşitli tip parlaklıklar temin edilebilir. Su ve rutubet geçirmez boyalar, suyun betonun içerisine sızmasını azaltmak için gerekli işlemler üzerinde son zamanlarda büyük çalışmalar yapılmaktadır.
Beton duvarların, boya ilavesiyle su geçirmezliğinin temini, büro çalışmalarında geniş çapta kullanılmamaktadır. Su geçirmez kalitede beton yapılmasına ehemmiyet verilmekte ve su geçirgenliğini önlemek için yeteri kadar kalın boya sürülmesi fikri reddedilmektedir. Ancak bazı istinai durumlarda, betonun su basıncı olan tarafına bir kat sıcak tatbikli katran zifti ve bir kat pamuklu kumaş ilave edilir. Bu tip su geçirmez işlem düz ziftli astarları üzerinde küçük çatlakları köprülemesi özelliği bakımından bir avantaja sahiptir.
Su altında olan rutubet önleyici beton için asfalt emülsiyon katran bileşimler gibi ziftli boya kullanılır. Asfalt emülsiyon baraj yüzeylerine kolaylıkla tatbik edilir, ancak bu işlemin iyi olması için betonun tamamen kurumuş olması icap eder.
Sulama yapıları için yosundan koruyucu boyalar eriyebilen ve erimeyen olarak iki tip malzeme formüle edilebilir. Eriyebilen materyalleri ihtiva eden boya malzemesi toxicant ve aynı zamanda matrix’ini kaybeder. Fakat erimeyen matrix de, toxicant bütün boya yapısı boyunca toxic parçalarının devamlı temasları neticesi, erimeyen matrixten ayrılır. Erimeyen matrix tipi koruyucu boyalar normal olarak çok miktarda cuprous oksit gibi algaecide vinil reçine gibi suda erimeyen vehicle ile küçük minerallerle karıştırılır. Belirli bakır yatak koruyucu boyaları, gemi bordolarının midyeleşmesini önlemek için formüle edilmiştir. Bu boyanın taze su yosunlarının beton yüzeylere yapışmasını önlediği de araştırmalardan anlaşılmıştır [2].
8.1-Genel boya uygulama yöntemleri:
Boya uygulamalarında kullanılan başlıca yöntemler fırça ve rulo ile yapılan uygulamalar ile püskürtme yöntemidir.
Fırça ile yapılan uygulama geleneksel bir yöntem olup, genelde hemen her boya için geçerlidir. Özellikle sık sık kesme gereken, renk değişen küçük parçalanmış yüzeylerin boyanmasında uygun bir yöntemdir.
Hızlı kuruyan boyaların fırça ile uygulanmalarında da zorluklarla karşılanmaktadır, özellikle büyük satıhların boyanmasında daha büyük sorunlar ile karşılaşılmaktadır.
Rulo ile yapılan uygulamalar büyük ve kesintisiz yüzeylerde, örneğin duvar ve tavanlarda, döşemelerde, fırçaya nazaran çok daha hızlıdır. Ancak sık sık boyanın kesilmesi gereken durumlara uygun değildir. Ayrıca rulo ile yapılan uygulamalarda dar açılı bir köşeleri ve yapı elemanlarının birleşme hatlarını boyayabilmek için fırça gerekmektedir [3].
9. BOYALARIN KORUNMASI
Boyama işlemi esnasında ateşten, tozdan ve dumandan korunmak için gerekli mesafe hesaplanmalı ve temas eden yüzeyler kapatılmalıdır. İşçiler uygun aspiratör veya gaz maskeleri ile teçhiz edilmeli veya çalışılan yer uygun vantilasyona tabi tutulmalıdır.
Bir çok bota malzemeleri, genellikle bir çok kimseler için kısa bir müddet temas edildiği taktirde zararsızdır. Şüphesiz boyanmış olan sahanın hiç olmazsa boya bitimini müteakip temizlenmesi icap edecektir. Keza boya dumanlarının, buharının, kokusunun orta derecede teneffüs edilmesi genellikle zararlı olmaz. Bununla beraber bu her şahısa göre değişir. Yine bu ortamda uzun müddet kalmak mecburiyetinde olan veya sık sık bu ortama girmekle görevli olan şahıslar bu gazları orta dereceden daha fazla teneffüs edebilir. Bu taktirde vücut bundan zarar görebilir. Püskürtme suretiyle boyama yapan boyacılar ve kum püskürtücüler, toz parçacıklarından ve boya gaz ve zerreciklerinden korunmak için maske takarlar ve keza bütün vücutlarını koruyan bir tulum giyerler. Boyama işinin kapalı yerlerde yapılması halinde, içeriye devamlı surette temiz hava temin etmek için uygun bir havalandırma tertibatı düşünülmelidir. Uygun bir vantilasyon hem zehirleyici gazların aşırı derecede teneffüsüne mani olur hem de madeni ispirto, xylene ve ketones gibi yanıcı gazların bir yerde toplanmasını önler. Boyanın deri üzerinde bir noktada birikmesine mani olunmalı bu gibi kısımlara koruyucu kremler sürülmelidir.
Yapılan boya işine göre eldiven,önlük ve şapka kullanmak zaruridir. Bilhassa yeni boyalar deri için çok zararlı olabilir. Bu boyaların koruyucu özelliği fazla olması sebebiyle kullanılma sahaları gittikçe genişlemektedir. Hal böyleyken zararlarından kaçınabilmek içinde çeşitli tedbirler düşünülmektedir. Bu boyanın kullanılması anında plastik eldiven ve elbiseler giyilmelidir. Etkiye maruz kalacak deri kısımların her tarafına koruyucu kremler sürülmelidir. Organik buharları absorbe edecek filtreli maskeler kullanılmalıdır. Kullanılan elbiseler sık sık değiştirilmeli ve yıkamalıdır [2].
10. BOYA MALZEMELERİNİN DEPOLANMASI
Boyaların depolanması, boyanın tipine ve depolama şartlarına göre değişir. Katran emaye, normal atmosfer şartlarında uzun zaman muhafaza edilebildiği halde, neopron mayi astarlar birkaç ay içerisinde bozulabilir. Bazı pigmentli boyalar, sert bir çökeltme yapmaksızın bir sene veya daha fazla bir süre depolanabilirler. Diğerleri, bilhassa kırmızı sülyen boyalar, karıştırılmadan bırakıldığı taktirde, birkaç ay içinde sert bir şekil alırlar. Genel olarak, tedricen, belirli sebeblerle etkilenen boyalar, sıcaktan, soğuktan olduğundan daha fazla etkilenirler. Su ihtiva eden boyalar (sulu boyalar) donmaya maruz kaldığı taktirde umumiyetle bozulur.
Boyalar üstü kapalı ve vantilasyonun kabil olduğu yerde muhafaza edilmelidir. Boyalar genellikle yanabilir olduğu unutulmamalıdır. Çeşitli tip boyaların muhafaza edildiği yerlerde, istenildiğinde aranılan boyayı bulmak için sistemli bir tasnif yapılmalıdır. Kapların üzerindeki etiketler ve yazılar, bilhassa açık havada, zamanla silinirler. Böyle bir durum müşahade edildiğinde etiketler yenilenmelidir. Pigmentli boya kapları, her ay veya iki ayda bir sert bir çökeltme yapmalarını önlemek için alt üst edilmelidir [1].
10.1-Kullanma esnasında boyaların korunması:
Boyaların karıştırılması veya alınması işlemi dışında, kabın kapağı sıkıca kapalı tutulmalıdır. Açık kapta duran boya tebahur ederek kalınlaşır. Boyanın tipine göre solventin tebahur etme hızı değişir. Vinil reçine boyalar, bezir yağlı boyalardan çok daha fazla etkilenilirler, keza solvent ihtiva eden boyalarda açık kalmaktan mutazarrır olurlar. Bundan başka açık kaplar, yağmur, toz vs. den de etkilenirler. Keza açık veya sıkça kapatılmamış kap içerisindeki boya yanma tehlikesinden korunmamış olur ve yuvarlandığı zaman dökülür.[1]
Vernik ve yağlı boyalar kabuklaşmaya meyillidir. Yani, havadan absorbe edilen oksijen sebebiyle yüzeydeki bir kısım boya kabuklaşır. Kap doldurulup sıkıca kapatıldıktan sonra, böyle bir reaksiyonu yapacak fazla bir oksijen bulunmaz. Kap kullanmak üzere açıldığında içeriye tekrar hava girer ve kabuklaşma daima bir problem olur. Kabuklaşma temayülü ve sürati vernikli ve bilhassa parlak emayelerde çok daha fazladır. Bu güçlük boyanın üzerine ince bir tabaka solvent dökmek ve kabın kapağını sıkıca kapatmak suretiyle minimum duruma indirilir
Başka bir metot, boyayı yarı yarıya boşalmış olan kaptan küçük kaplara aktarmaktır. Bu şekilde kabuklaşmış olan boya kullanılmadan önce ya iyice karıştırılmalı veya çabuk çıkarılmalıdır.
Boya kabından alınırken üzerindeki etiketin kirlenip okunamaz hale gelmemesine dikkat edilmelidir. Boya, boya kovası içerisinde karıştırılmalı veya yeksenek muhafaza etmek için püskürtme kapları kullanılmalıdır [2].
11. BOYA FIRÇALARININ KULLANILMASI VE BAKIMI
Fırçalara gösterilecek itina bunun karşılığını kat kat verecektir. İyi kalitede fırça, boyanın fırça kılları arasında kalarak kurumasına meydan verilmediği müddetçe uzun zaman kullanılabilir.
Yağlı veya vernikli boyalarla her gün kullanılan fırçalar, ham bezir yağı veya yağ ve türbentin veya madeni ispirto karışımı içersinde tutularak iyi durumda muhafaza edilebilir. Fırça kılları kabın dibine iyice bastırılmalı ve tamamen kapanacak şekilde mayi içine sokulmalıdır. Kullanmadan evvel yapılacak yegane işlem, fırçayı iyice sıkarak fazla mayiyi akıtmaktır.
Aynı işlem vernik fırçaları içinde kullanılabilir. Ancak kullanmadan evvel fırçayı türbentin veya madeni ispirto içine sokmak çok daha iyi olur.
Fırçalar artık kullanılmayacaksa, fırça hemen kullanılmasını müteakip iyice temizlenmeli, kılların arasında boyanın kurumasına meydan verilmemelidir. Bu fırçayı madeni ispirto veya türbentin ile yıkamalıdır [2].
12-YAPILARDA KULLANILAN BOYA SİSTEMLERİ
12.1. Yağlı sistem: Keten yağı, bezir yağı ve bunların reçine adı verilen çeşitli sentetik reçinelerle olan karışımlarından meydana gelen bağlayıcılarla yapılan boyalardır. Hava etkisiyle uzun zamanda kurur ve dayanıklılıkları sentetik boyalara kıyasla daha azdır. Bu sistem zamanımızda pek kullanılmamaktadır.
12.2. Sentetik sistem: Alkid reçinesi adı verilen sentetik esaslı bir bağlayıcı ile yapılan boyalardır. Bu boyalar hava tesiriyle daha çabuk kuruyan, yüksek parlaklık ve dayanıklılığı olan sistemi meydana getirir. Macun, astar ve son kat boyalarını kapsamına alır. Bu sistem çok kullanılan bir sistemdir.
12.3. Plastik sistem: Esası sentetik olan fakat su içinde inceltilebilen emülsiyon tipi boyalardır. Bu sistemde polivinil, asetat, akrilik ve lateks emülsiyon bağlayıcılar kullanılmaktadır. Genel olarak bağlayıcıların adları ile isimlendirilen bu sistem bina içinde ve dışında duvar boyası olarak kullanılmaktadır [3].
UYGULAMADA KULLANILAN BOYALAR VE ÖZELLİKLERİ
13.1. Silikonlu Dış Cephe Boyası:
Tanım: Silikon katkılı, Akrilik kopolimer esaslı, su bazlı mat bir dış cephe sonkat boyasıdır.
Özellikler: Kapatıcılığı yüksektir. Renkleri solmayan, atmosferik şartlara ve darbeye dayanıklı, su itici özelliklere sahip bir boyadır.
Uygulama: Binanın iç ve dış kısımlarında, sıva, beton, eternit, ytong, briket v.s. yüzeylere güvenle uygulanır. Uygulama yüzeyleri her türlü kirden ve eski boya kalıntılarından temizlenmelidir. Boya tasarrufu sağlamak ve düzgün bir zemin elde etmek için 1-2 kat iç ve dış cephe boya astarı kullanılması önerilir.
Birinci kat için % 30 su ile inceltilir. İkinci kat uygulamasına 12 saat sonra geçilmelidir. Uygulama anında ortam sıcaklığı +5 derecenin üzerinde olmalıdır.
Kuruma süresi: +25 derecede 1-2 saatte kurur. 24 saatte sertleşir.
Boyanabilen alan: Boyanın rengine ve yüzeye bağlı olarak 1 Lt. silikonlu dış cephe boyası ile en az 10 m2 alan boyanabilir.
Saklama şartları: Donmaktan koruyunuz. Çocukların ulaşacağı yerlerde bulundurmayınız. Depolama ömrü açılmamış ambalajında en az 1 yıldır [4].
13.2. Akrilon dış cephe boyası:
Tanım: Akrilik esaslı mat bir dış cephe boyasıdır.
Özellikler: Kapatıcılığı yüksektir. Renkleri solmayan, atmosferik şartlara ve darbeye dayanıklı bir boyadır.
Uygulama: Binanın iç ve dış kısımlarında, sıva, beton, eternit, ytong, briket v.s. yüzeylere güvenle uygulanır. Uygulama yüzeyleri her türlü kirden ve eski boya kalıntılarından temizlenmelidir. Boya tasarrufu sağlamak ve düzgün bir zemin elde etmek için 1-2 kat iç ve dış cephe boya astarı kullanılması önerilir.
Birinci kat için % 30 su ile inceltilir. İkinci kat uygulamasına ilk katın kurumasından sonra geçilmelidir. Uygulama anında ortam sıcaklığı +5 derecenin üzerinde olmalıdır. Uygulama rulo ve fırça ile yapılabilir.
Kuruma süresi: +25 derecede 1-2 saatte kurur. 24 saatte sertleşir.
Boyanabilen alan: Boyanın rengine ve yüzeye bağlı olarak 1 Lt. silikonlu dış cephe boyası ile en az 10 m2 alan boyanabilir.
Saklama şartları: Donmaktan koruyunuz. Çocukların ulaşacağı yerlerde bulundurmayınız. Depolama ömrü açılmamış ambalajında en az 1 yıldır [4].
13.3. Pastel plastik duvar boyası:
Tanım: PVAc esaslı TS 5808’ e göre uzun ömürlü mat görünümlü iç cephe dekoratif duvar boyasıdır.
Özellikler: Her türlü yüzeye kolaylıkla yapışır. Ovalama ve silinmeye karşı dayanıklıdır. Kabarmaz, çatlamaz, içerde oluşan nemi dışarıya atabilme kabiliyeti nedeniyle binaların nefes almasını sağlar. Yüksek örtme gücüne sahip çevre dostu iç cephe boyasıdır.
Boyanabilen alan:Pastel plastik duvar boyasının 1 Lt‘ si ile 12-15 m2 alan boyanabilir.
Uygulama: Binanın iç kısımlarında, sıva, pres tuğla, brüt beton, ahşap gibi yapı elemanlarında, uygulama yüzeyleri her türlü kirden ve eski boya kalıntılarından temizlenmelidir. Uygulama anında ortam sıcaklığı +5 derecenin üzerinde olmalıdır. Uygulama rulo ve fırça ile yapılabilir.
Kuruma süresi: +25 derecede 24 saatte kurur. Katlar arasında 2 saat beklenmelidir.
Saklama şartları: Donmaktan koruyunuz. Çocukların ulaşacağı yerlerde bulundurmayınız. Depolama ömrü açılmamış ambalajında en az 1 yıldır [4].
13.4. Sentetik boya:
Tanım: Alkid bağlayıcı esaslı, üstün özellikleri olan parlak ve ekonomik bir son kat boyasıdır.
Özellikler: Örtücülüğü, çabuk kuruması, fırça kolaylığı, ilk parlaklığı, parlaklık kalıcılığı, sararmaması üstün özellikleri olup, fiziksel ve kimyasaletkilere direnci yüksektir.
Uygulama: Fırça ve rulo uygulamasında 1 lt. boya 100-150 ml., tabanca uygulamasında 250-300 ml. Sentetik tiner ile inceltilir. Bir gün ara ile iki kat uygulanır. Uygulanacak yüzey kirden, pastan arındırılmalıdır.
Boyanabilen alan: Tek katta yüzeye bağlı olarak 1 lt. ile 15-20 m2 alan boyanabilir.
Kuruma süresi: +25 derecede dokunma kuruması 3 saat, toz kuruması 4saat, sert kuruması 8 saattir [4].
Alıntı